- nezâret
- (A.)[ ترﺎﻈﻥ ]1. nazırlık.2. gözetme.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
NEZARET — (Nedâret) Tazelik. Parlaklık. Letafet NEZARET{ (T) (Nazar. dan) Bakmak, seyir, bakış. * Nâzırlık etmek. Göz etmek. * Tenezzüh. * Reislik. * Vekillik, nâzırlık, bakanlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nezaret — is., Ar. neẓāret 1) Bakma, gözetme, gözetim 2) huk. Gözaltı 3) Nezarethane Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler. R. N. Güntekin 4) esk. Bakanlık 5) esk. Görü Birleşik Sözler nezarethane Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nezaret etmek — denetlemek, bakmak Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
nezaret — denetim; gözetim; bakanlık … Hukuk Sözlüğü
KAVVAM — Nezaret ve muhafaza eden kimse. İşlerin mes uliyetini üzerine alıp iyi idare eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Stammesschule (Osmanisches Reich) — Das Schulgebäude, Foto von 1892 oder 1893 Die Stammesschule (osmanisch مكتب عشيرت همايون, İA Mekteb i ʿAşīret i Hümāyūn, „Großherrliche Stammesschule“) war eine osmanische Schule, die am 21. September 1892 von Sultan … Deutsch Wikipedia
bakanlık — is., ğı 1) Bakan olma durumu, vekillik, nezaret, vekâlet 2) Bakanın yönetimi altındaki kuruluşların bütünü, nezaret, vekâlet 3) Bu kuruluşların bulunduğu yer Birleşik Sözler başbakanlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
görü — is. 1) Görme yetisi 2) Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret Buranın görüsü geniş. 3) fel. Dolaysız kavrama, birden kavrama Birleşik Sözler hoşgörü içgörü öngörü sağgörü … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözaltı — is., huk. Birinin, güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, gözetim, nezaret Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gözaltına almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözetim — is. 1) Gözetme işi, nezaret Din ve ahlak eğitimi devlet gözetim ve denetimi altında yapılır. Anayasa 2) Himaye 3) huk. Gözaltı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gözetime almak … Çağatay Osmanlı Sözlük